Yaklaşık 250 dairenin tutulduğu motivasyon kampı iki gün sürdü. İkinci günde konuşan Genel Lider Mahmut Arıkan “BÜTÇE AÇIĞI NORMALLEŞTİRİLİYOR” dedi.

“Bütçeyi önümüze alıyoruz, incelerken daha en başta görüyoruz ki; İktidar birinci düğmeyi yanlış iliklemiş. Bütçe, açıkla bir arada başlıyor ve 20 yıldır bütçe açığı hep yükseliyor. AK Parti; Bütçe açıklarını normalleştirmiş. Asıl vahim olanı, artık bundan bir rahatsızlık da duymuyorlar! Ve bunu değiştirmek için, tek eforları var! O da vergileri artırmak.”

“ZENGİNLERİN HÜKÜMETİ”

“Milletimizden önümüzdeki yıl tam 15,6 trilyon vergi toplanacak. Sizde, bizde biliyoruz ki;

Bu 15,6 trilyon vergi size yeniden yetmeyecek. Hatta o denli ki; esasen Sayın Şimşek’e göre “vergi yükümüz yüksek bile değil”. Sayın Bakan’a göre; az kazanan fukaradan az,çok kazanandan zenginden de çok vergi alacaklarmış.Kusura bakmayın; siz bunu yapamazsınız!Çünkü siz, zati o zenginlerin hükümetisiniz. Siz; KDV’lerle, ÖTV’lerle market kasasında, akaryakıt istasyonunda, vatandaşın canını acıta acıta cebinden almaya devam ediyorsunuz.

Sizin sayılarınız bunu söylüyor. Gelir Vergisi’nden 3,6 trilyon, ÖTV’den 2,5 trilyon, KDV’den 5,6 trilyon, Kurumlar Vergisi’nden 1,7 trilyon vergi alacaksınız! Sizin bütçenizde; Dolaylı vergilerin oranı %65’lere dayanmış. Bugün bir taban fiyatlı fırına gidip ekmek aldığında ne kadar KDV ödüyorsa, bu ülkenin en zengini de o ekmek için birebir vergiyi ödüyor. Bu ortada o zenginler için ne yapılıyor? Birebir bütçede 3,5 trilyon liralık “vergi harcaması” diye bir kalem var. Ne demek bu? Sermayeden, yandaş’tan alınmayacak vergi demektir.”

“BU BÜTÇENİN YÜKÜNÜ KİM ÇEKİYOR?”

“Şu yalın hakikate dönüp bir bakalım: Bu bütçeyi kim yapıyor? Saraydaki danışmanlar, bakanlıktaki bürokratlar yapıyor. Bu bütçenin yükünü kim çekiyor? Söyleyelim: Tarlasında eseri para etmeyen, borcunu kapatmak için bankadan faizle kredi çekip, o faizi kapatmak için tarlasını satan, çiftçi çekiyor! Pekala bu bütçede çiftçi var mı? yok! Zira bu bütçede tarıma ayrılan hisse yalnızca 1000’de 9! Bu bütçenin yükünü; ömrünü bu ülkeye hizmetle geçirmiş ancak bugün ucuz ekmek kuyruğunda bekleyen, emekli çekiyor. Pekala bu bütçede emekli var mı? Yok! Toplumsal Güvenlik Programı’nın hissesi; 2025’e nazaran düşürülerek %9,14’e gerilemiş. Yani emekliye artırım yok! Bu bütçenin yükünü; maaşı kirasına yetişmeyen, açlık sonunun altında bir fiyatla ailesini geçindirmeye çalışan, maaşı kirasına yetişmeyen MİNİMUM fiyatlı kardeşim çekiyor. Pekala bu bütçede Taban fiyatlı var mı? Yok! Olmuş olsaydı; Açlık hududunun 30 bin lira olduğu bu ülkede 28 bin lira fiyatı bırakın teklif etmeyi aklınızdan bile geçiremezsiniz. Bu bütçenin yükünü; sabahın seherinde “Ya Nasip” deyip dükkanını açan ancak siftah yapamadan kepenk kapatan esnaf; Artan maliyetler altında ezilip şalter indiren, konkordato ilan etmek zorunda kalan endüstrici çekiyor. Fakat bu bütçede Esnaf, Endüstrici var mı? yeniden Yok!”

“BU BÜTÇEDE GELECEK YOK!”

“Değerli arkadaşlar; bu bütçede umut yok, gelecek yok! Faize, %14,5’lik hisse ayrılan bütçede; Uğruna yıl ilan edilen “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi” için ayrılan hisse; % 0,11, Gençlik’e ayrılan hisse; % 0,07, “Kadının Güçlenmesi” programı için ayrılan hisse; % 0,04, Türkiye’nin en büyük sorunu “Bağımlılıkla Mücadele” ayrılan hisse; 0,07%, Engelliye için ayrılan hisse; % 1,22, Hepsini toplasanız Faize ayrılan hissenin 10’da 1’i etmiyor!

Bu bütçenin mürekkebi, bu milletin alın teridir!

Bu sayılar, bu milletin emeğine alın terine ihanettir!” açıklamalarında bulundu.