Şentürk, yaptığı açıklamada, Afrika kökenli Sat-1 virüsünün neden olduğu şap hastalığının Türkiye'de önemli ekonomik kayba yol açtığını belirtti.
Hastalıkla gayretin en tesirli yolunun aşılama olduğunu vurgulayan Şentürk, bunun dışında alınacak birtakım tedbirlerle hastalıkla daha aktif çaba edilebileceğini anlattı.

Birçok üreticinin kulaktan dolma bilgilerle çaba ettiğini duyduklarını lisana getiren Şentürk, şöyle konuştu:

"Bazı hurafe bilgiler var. Domates yedirilmesi ya da idrar içirilmesi üzere uygun olmayan gayret usulleri uygulanıyor. Bunlardan uzak kalmalarını tavsiye ederim. Küflü domates yedirilmesini önerenler bile oluyor duyuyoruz. Domates asidik bir yapıya sahiptir. Bu virüsün en değerli özelliklerinden bir tanesi, asidik ortamlarda ve çok yüksek alkollü ortamlarda canlılığını çok fazla sürdüremez. Ancak domates yedirmekle uğraş olmaz."

İdrar içirilmesinin de farklı hastalıkların hayvandan hayvana geçmesine yol açabileceğine dikkati çeken Şentürk, "Çok kolay uygulamaları var örneğin karbonat uygulamaları yapabilirler. Sirkeli suyla hayvanların ağızlarını dezenfekte edebilirler. Aslında en düzgünü veteriner arkadaşların gösterdiği yolda ilerlemek" dedi.

Sirkeli su nasıl kullanılmalı

Şentürk, yemek sodası sulandırılıp ağız bölgesine uygulanmasını önererek, şöyle devam etti:
"Hatalı olanlardan birisi de çok ağır konsantrasyonda sirke uygulamaları yapılıyor. Bunlar da hayvanlarda ağız bölgesinde bazen yemek borusunda sirkenin sebep olduğu aksiliklere bağlı farklı lezyonların oluşmasına ve hayvanın acı çekmesine yol açabiliyor. Sirkeyle ağzı yıkayabiliyor. Evet sirke kullanabilir lakin bunun sulandırılması gerekiyor. Kolay bir formda söz etmek gerekirse en azından teğe 9 oranında sirkeyi sulandırıp ağız bölgesindeki lezyonlar üstüne uygulayabilirler. Yüzde 10'luk bikarbonat, yemek sodası uygulaması yeniden kıymetli tesirlerden bir adedine sahiptir."

Üreticilere öneriler

İşletmeye şap virüse girdikten sonra yetiştiricilerin yapacağı en değerli uygulamanın, ayak banyolarını, ayak dezenfeksiyon havuzlarını kullanmaları olacağını vurgulayan Şentürk, hastalığa yakalanan işletmelerde hayvanlara, D vitamini, çinko, A ve E vitamini verilmesini önerdi. Antibiyotik ve ağrı kesici üzere ilaçların veteriner tabibe müracaattan kullanılmaması gerektiğini belirten Şentürk, şunları söyledi:

"Ayaklarda ve işletmedeki dezenfeksiyon için şayet işletme sahibinin ekonomik gücü çok yüksek değilse teğe 18 oranda çamaşır suyuyla ortamı dezenfekte edebilirler. Ayak lezyonları için yüzde 2'lik süt kestik yahut yüzde 3-5 bakırsülfat (göz taşı) uygulaması yapabilirler. Bu virüs güneşi sevmez. Virüs güneş ışığında iki gün içinde ortadan kaybolur fakat nemli ortamlarda altı ay kadar canlılığını koruyabiliyor. O nedenle yeteri ölçüde güneş ışığı almayan ağırlarda küçük işletmelerde, dezenfekte etmek büyük ehemmiyet taşıyor."