Hacıoğlu, mevcut yasal düzenlemelerin toplumun muhtaçlıklarının çok gerisinde kaldığını belirterek, “Yapı kayıt elzemdir. Sarsıntıya sağlam yapılara yönelik imar affı kesinlikle torba yasaya eklenmelidir. Bugün binlerce vatandaş, tapusunu alamadığı için meskenini sigortalatamıyor, satamıyor; elektrik ve su aboneliklerinde dahi sorun yaşıyor. Bu, vatandaşın değil sistemin eksikliğidir” dedi.

“Bir düzenleme, yalnızca kâğıtta değil; hayatın tam içinde olmalı”
İmar maddesindeki boşlukların toplumsal adaletsizlik yarattığını vurgulayan Hacıoğlu, “Bir düzenleme, bir yasa; yalnızca kâğıt üzerinde değil, hayatın tam içinde eksik kalan adaleti sağlayabilir. Devletimizden beklentimiz budur. Köyler mahalle oldu ancak imar planları hâlâ ortada yok. Yapı kayıt dokümanları geçersiz sayılıyor, vatandaş mağdur ediliyor. Bu nasıl adalet?” sözlerini kullandı.

“Köyde yaşamak hata değil, gelenektir!”

“Köyde yaşamak kabahat değil, gelenek!” diyen Hacıoğlu, kırsal bölgelerdeki imar belirsizliğinin hem kentten köye dönenleri hem de köyde yaşayanları mağdur ettiğini söyledi:

“Yeni bir imar barışı, adaletli bir sistem şart! Köyden mahalleye geçtik, kentten beşerler köye döndü. Fakat ne yeni gelen huzurlu, ne evvelden kalan memnun. Birinin konutu yapılmıyor, ötekininki yıkım tehdidi altında. İmar planı yok, tahlil yok. Köy hayatı kâğıt üstünde yasak fakat gerçekte bu milletin ihtiyacı!”

“İmar Barışı, yalnızca beton değil; insan onurunun barışıdır”

Hacıoğlu, imar barışının yalnızca bir inşaat affı değil, devletle halk ortasında kurulacak yeni bir inanç köprüsü olduğunu vurguladı:

“İmar Barışı, yalnızca beton duvarların değil; insanın onurunun, emeğinin, huzurunun barışıdır. Bu barış, kentte yaşayan kadar köyde yaşayanı da kapsamalıdır. Zira köyde konut yapan da kentte apartman diken kadar bu vatanın evladıdır. Devlet, vatandaşına ‘yıkacağım’ demek yerine, ‘birlikte düzeltelim’ demelidir.”

“Her tuğlada bir ailenin emeği, bir annenin duası var”

“Mevzuat vaktin gerisinde kaldı, vatandaş bu kadar eski bir kanunla artık yaşayamaz” diyen Hacıoğlu, mevcut maddelerin halkın hayat gerçekleriyle uyuşmadığını belirtti.

“Yıllardır alın teriyle yapılan, kimi vakit borçla, kimi vakit birikimle yükselen konutlarımız bugün ‘kaçak’ ya da ‘ruhsatsız’ denilerek yok sayılıyor. Meğer o meskenlerin her tuğlasında bir ailenin umudu, bir annenin duası, bir babanın emeği var.”

“Vatandaş tahlil bekliyor”

İbrahim Hacıoğlu, açıklamasının sonunda hükümete davette bulunarak, “Bu ülkenin insanı, yıkım kararı değil, tahlil bekliyor. Yeni bir imar barışıyla hem devlet kazanır hem vatandaş huzur bulur. Bizler, devletimizle arbede değil, tahlil istiyoruz. Milyonlarca aile artık belirsizlikle değil, itimatla yaşamak istiyor.” dedi.