Futbola Almanya'da başlayan Orkan Çınar, Gaziantepspor'un akabinde Beşiktaş'a transfer oldu. Şampiyonlar Ligi'nde Alman temsilcisi RB Leipzig'e karşı da bir golün asistini yapan Çınar, Beşiktaş'ın akabinde farklı ekiplerde oynadı. İnegöl’de de Kafkasspor'da misyon alan ve Adanaspor'da futbolculuk mesleğini noktalayan Çınar, İnegöl’de açtığı döner işletmesi ile yeni bir dala geçiş yaptı.

Orkan Çınar, "Futbola Almanya’da başladım. Birinci profesyonel Almanya’da oldum. 1 sene Almanya’da profesyonel oynadıktan sonda Türkiye’ye transfer oldum. Harika Lig’de birkaç yılımı geçirdim. En yüksek oynadığım nokta Beşiktaş oldu. Daha uzun olabilirdi fakat bu kadarı da yetti bana. Ondan sonra birkaç ekibe kiralık gittim: Konyaspor, Ankaragücü, Adana Demirspor. En son Adanaspor’da forma giydim, orada da futbolu bırakma kararı aldım. Beşiktaş günleri hoştu. Bir futbolcu olarak gelebileceğin en yüksek düzeylerden bir tanesi. İsterdim ki daha uzun yıllar kalabileyim lakin bu kadarmış. 25 yaşımda da bir orta futboldan uzaklaşmıştım. 1-1,5 sene oynamamıştım. O yüzden bir daha oynamak istemiyordum. O ortada da 6 ay askere gitmiştim. Oradan döndüğümde benim İnegöl Kafkas’taki arkadaşlarım yönetimdeydi. Onlardan biri bir daha futbol oynamaya ikna etti beni. Ben de tamam dedim, 1 sene oynadım. Bir daha Adana Demirspor’a kadar yükseldim. Fakat orada da 1 sene içerisinde niçin futbolu bıraktığımı anladım yeniden. Ondan sonra bırakmak uzun sürmedi. Bu usul sistemde yer almak hakikaten kolay değil. Beşerler bu biçimde hayatını idame ettirmemeli. Herkesin plan programı var ve bu programlar benim yanılgım olmadan karıştırılıyorsa ben kendime öbür tahlil yolunu bulurum. Çokta ağlamaya zırlamaya gerek yok. Ben de kendime dükkan açtım. Babam 30 yıldır döner ustası, ondan ötürü döner dükkanı açtım" dedi.

Olumlu yansılar aldığını belirten Çınar, "Olumsuz reaksiyon olmuyor. Olumsuz reaksiyon bir reaksiyon insan bana niçin verebilir ki? Aslında olumsuz reaksiyon veren insan kendi hayatından mutlu olmayan bir insandır, ki benim hayatıma reaksiyon veriyor. Ben hiçbir vakit hayatımda hiç kimsenin hayatına reaksiyon vermiyorum, neden? Zira kendi hayatımdan mutluyum. Herkes kendisini sorgulasın. Çok fazla öteki bir insanın hayatından rahatsız olan yahut çok fikir sahibi olan insan dönsün dolaşsın desin ki, 'Ben bu hayatımda sanki ne yapıyorum? Niçin ben diğer beşere bu kadar niyet, emosyon, his sarf ediyorum ki kendi hayatıma bakamıyorum?' Bilmiyorum ben hiçbir vakit diğerinin hayatına ne baktım, ne kıskandım, ne keşke benim bu türlü olsun dedim. Ne keşke bu türlü olmasaydım dedim. Herkes aslında ülkemizde kendi önüne baksa hepimizin çok daha keyifli olacağına inanıyorum. Yalnızca olumlu reaksiyon oldu. Herkes geliyor, 'Aa ağabey sen bu türlü miydin?' falan. Allah’a şükürler olsun bu halde reaksiyonlar alıyorum. Öteki reaksiyonlar almıyorum. Bir tanesi aradı, ismini vermeyeceğim. Bir iki tane daha alt liglerden, benim daha yakın olduğum, Almanya’dan tanıdığım arkadaşlarım aradı lakin öbür yok. O denli çok arayan soran olmadı. Lakin yanlış anlaşılma olmasın, zati aramalarını beklemiyorum. Herkesin kendisine nazaran bir hayatı var. Hiç kimse İstanbul’da futbol oynarken arayıp da yalnızca onunla bir iki sene top oynadık diye aramak zorunda değil. Ben bunu makus algılamıyorum" diye konuştu.

Hangi mesleğin daha sıkıntı olduğu sorusu üzerine Çınar, "Bu soruyu cevapladığımda çok yanlış anlaşıldı. İkisinin de zorlukları var. Lakin bana sorarsanız futbolcular futbol oynarken kendi işlerini çok fazla büyütüyorlar zorluk açısından. Ben ikisini de yaptığım için, futbolculuk hayatım 10 sene sürdü. Bana sorarsan bu daha yorucu. Ancak burada da başka bir zevk var. Zira burada bana söven yok. Futbolda bu daha çok bu türlü oluyor. Taraftarları mutlu etmekle, başkanı ayrı dert, hocası farklı kaygı. O açıdan mental olarak futbol daha ağır olabilir. Zira çok göz önündeler. Buradan da bir şey söylemek istiyorum. Futbolculara o kadar yüklenmemek lazım. Onlar da elinden gelenin en güzelini yapıyorlar. Olağan ki yanlışları olabiliyor lakin o oyuncunun ardında bir insan var. O insan ailesinin, karısının, çocuklarının yanına gidiyor. Hiçbirisi makus olmak istemez. Çok yüklenmemek lazım. Türkiye’de medya gücü çok fazla. İnsanları çok çabuk yüceltip, çok çabuk indirebiliyoruz. O yüzden ben Instagram'dan da uzak duruyorum. Tiktok hesabım hiç olmadı. Instagram'ı da eşim sildirmedi, iş açısından lazım olur diye. Yani kendime nazaran benim hakkımda çok yorum yapılması çok hoşuma gitmiyor. Malum bu türlü bir olaylar gelişti, mecbur bir şeyler çıkıp anlatacağız. Dediğim üzere insanlara biraz daha hoşgörülü yaklaşsak, daha kardeşçe yaklaşsak. Bizim Türk olarak geleneğimiz bu. Biz güzel insanlarız, niçin birbirimizi kötülüyoruz? Beşerler daima bir şey olsun da kötüleyelim. Herkes birbirine âlâ davransın, beğenilen olsun, bu türlü olması daha güzel" tabirlerini kullandı.