CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla sonuçlanan operasyonlara karşı başlatılan mitingler sürüyor.
CHP'nin her çarşamba akşamı İstanbul’un bir ilçesinde yaptığı halk buluşmalarının bu haftaki adres aşikâr oldu. Miting, Arnavutköy'deki Cumhuriyet Meydanı'nda 19:30'da başladı.
Arnavutköy Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşecek miting öncesi davet yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel bu mitingde Kanal İstanbul ile ilgili büyük bir skandalı ifşa edeceklerini duyurmuştu.
Arnavutköy Cumhuriyet Meydanı’nın hınca hınç dolduran on binler; Silivri’de tutulan İmamoğlu ve öteki belediye liderleri lehine sloganlar attı. Dr. Dilek Kaya İmamoğlu da Arnavutköy buluşmasına katılarak, eşi ve onunla birlikte özgürlüklerinden yoksun bırakılan arkadaşlarına dayanak verdi. İmamoğlu’nun 213 gündür tutulduğu Silivri’den 63’ncü hareket noktası Arnavutköy’e yolladığı mektubu, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu. Çelik, konuşma yapacağı otobüse, evvelki buluşmalarda olduğu üzere, üzerinde “İmamoğlu’na özgürlük” yazan dövizle çıktı.
“KOLTUĞUNU KAYBETMEMEK İÇİN PRESTİJİNİ KAYBEDENLERE, YÜREK VE HAYSİYET DERSİ VERİYORSUNUZ”
İmamoğlu, Çelik tarafından kamuoyuna ulaştırılan mektubunda şu tabirleri kullandı:
“Sizler, 19 Mart’tan bu yana büyük bir inançla meydanlardasınız. Milletin iradesini yok sayanlara karşı, vatandaş olarak hakkınızı savunuyorsunuz. Herkes için ve her yerde adalet yerini bulsun, demokrasinin gereği yerine getirilsin diye, yılmadan gayret ediyorsunuz. Her türlü zulme, baskıya, tehdide inat, bir adım bile geri atmıyorsunuz. Tutunacak hiçbir kolu kalmamış, millete krizden, yoksulluk ve ümitsizlikten öteki bir şey veremez hale gelmiş bir iktidara, gerçek yolu gösteriyorsunuz. Koltuğunu kaybetmemek için prestijini kaybedenlere, cüret ve haysiyet dersi veriyorsunuz. Ulu bir uğraşın bahadır neferleri olarak, çok güçlü bir irade sergiliyorsunuz. Sizlerle gurur duyuyorum. Sağ olun, var olun.”
“DEMOKRASİ TARİHİMİZİN EN KİRLİ, EN AĞIR MALİYETLİ SİYASİ OPERASYONUYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
“Sevgili hemşerilerim; demokrasi tarihimizin en kirli, en ağır maliyetli siyasi operasyonuyla karşı karşıyayız. Yargı ve kayyumlar eliyle siyaseti şekillendirmeye, ulusal iradeyi baskı altına almaya çalışanlar, Atatürk’ün emaneti, canımızdan aziz Cumhuriyetimizi, göstermelik seçimlerle yönetilen bir ülke haline getirmek istiyorlar. Bu anlayış yüzünden, benim vatandaşım her sabah daha fakir, daha garantisiz, daha bilinmeyen bir hayata uyanıyor. Siyasi hesaplarına mahzur olarak gördükleri herkese, her kesite zorbalıkla boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Bana ve tutuklu arkadaşlarıma karşı taammüden bir hukuk cinayeti işlenmektedir. Tutuksuz yargılanmam gereken, bir mahkeme salonunda bile bana tecrit uygulamaya kalkıyorlar. Mahkeme salonunda avukatlarımın, basının ve ailemin bulunmasına bile tahammül edemiyorlar. Adil yargılanma, savunma hakkı üzere hukuksal prensip ve bedellerle hareket etmiyorlar. Birinci günden bu yana, yargısız infaz peşindeler. Zira ne hukuk onların yanında ne millet…”
“ONLAR, MİLLETE HESAP VERME KAYGISIYLA GÜN SAYIYOR”
“Ben, ‘Duruşmalar canlı yayınlansın, milletimin gözü önünde yargılanmak istiyorum’ diyorum, onlar, benim mahkeme salonundaki birkaç saniyelik manzaramı bile milletten kaçırmaya çalışıyor. Kimin, neden korktuğunu görün. Milletten korkanlar, milletten kaçanlar saraylarında, makam odalarında mahpusturlar. Ben ise milletime güveniyorum, kendimi her vakit milletin vicdanına emanet ediyorum. Onun için, benim Silivri’deki hücrem, içimdeki millet ve memleket sevgisi kadar büyüktür, uçsuz bucaksızdır. Onlar, millete hesap verme endişesiyle gün sayıyor, ben ise İstanbul’un ve ülkemin her yerinde alnı ak, başı dik yürümek, milletimle hemhal olmak için gün sayıyorum. Tekrar hizmet etmek, icraat yapmak, tahlil üretmek için gün sayıyorum.”
“UNUTTUKLARI BİR ŞEY VAR: BİZ YALNIZ DEĞİLİZ”
“İçimdeki çalışma şevkini, gücünü sevgili Arnavutköylüler çok âlâ bilir. Arnavutköy’ün altyapı problemlerinin tahlili için yaptığımız devasa yatırımları; açtığımız Ahmet İsvan Halk Ekmek Fabrikası’nı, hayat merkezini, kreşleri, kütüphaneleri; çiftçilere verdiğimiz özel takviyeleri, dar gelirlilere sunduğumuz imkanları sizler çok yeterli bilirsiniz. Kanal İstanbul ismini verdikleri o büyük ihanet projesine karşı nasıl gayret verdiğimi, sizler çok uygun bilirsiniz. Bizimle icraatta, hizmette yarışamayacaklarını, bizi sandıkta asla yenemeyeceklerini bilenler, yargı eliyle bizden kurtulabileceklerini zannediyorlar. Unuttukları bir şey var: Biz yalnız değiliz. Biz, bizden ibaret değiliz. Biz, bu gururlu milletin, adalet ve hürriyet talebinin ifadesiyiz. Biz, bu aziz milletin huzur ve kardeşlik, refah ve rahmet talebinin ifadesiyiz. Bir kişi, bir parti ya da bir kesitin değil, milletin ortak aklının, ortak çıkarlarının, ortak bedellerinin sesiyiz. Biz, dik durmaya devam edeceğiz ve millet, mukadderatını eline alacak. Türkiye, adaletin ve hürriyetin, birliğin ve kardeşliğin ülkesi olacak. Yarın güneşin doğacağını bildiğim üzere biliyorum ve inanıyorum: Her şey çok hoş olacak. Her şey çok hoş olacak. Ekrem İmamoğlu.Silivri Zindanı.”
Özgür Özel, partisinin Arnavutköy Belediye Lider adayı Tekin Aras'ın 2024 seçimlerinde çok yüksek bir oy artışı sağladığın belirterek, Aras'ın Arnavutköy Belediye seçimlerini ileride kazanacağına inandığını söyledi. Özel, "Arnavutköy'de toplumsal yardıma başvuranların sayısı 132 bin 657. Bu ilçenin nüfusunun üçte birinden fazlası, toplumsal yardıma başvurmuş durumda. Kendisini toplumsal yardıma muhtaç hissediyor. Gençlere eğitim, teknoloji, toplumsal hayat imkanları sunulmuyor. İktidar bu ilçeyi çantada keklik görülüyor. Arnavutköy'e yüzünü dönecek bir genç var burada. Tekin Aras'ı size şimdiden emanet ediyorum" sözünü kullandı.
"SADECE ERDOĞAN İSTİYOR"
Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Arnavutköy'e kent lokantası ve kreş açtığını, toplumsal yardımları artırdığını belirterek, "İstanbul'da sarsıntı riski var. En çalışkanımız maalesef Silivri'de tutsak. Onun bütün itirazlarına karşın Kanal İstanbul diye bir inat var. Bilim insanları istemiyor, millet istemiyor, Arnavutköy istemiyor, İstanbul istemiyor lakin yalnızca Erdoğan istiyor. Neden? Zira, buraları Arap pirlerine çoktan pazarlamışlar. Parasını ya da ne alıyorsa karşılığında çoktan almışlar. Taahhütlerini yerine getirmeye, buralardan arsa sattığı o Arap pirlerinin, buyrukların, eşlerinin, kız kardeşlerinin aldıkları emlaka o kanal görüntüsünü yapmak istiyorlar. Kanal İstanbul yapılırsa Sazlıdere Barajı yok olacak. Dünyada birinci defa bir hükümet kendi eliyle baraj yapmak yerine baraj yıkmış olacak. Şayet Kanal İstanbul yapılırsa Terkos Gölü tuzlanacak. İçme suyu kaynaklarının üçte biri ortadan kalkacak. İstanbul'un suyunun üçte birinin gitmesine sebebiyet veriyorlar. O yüzden Ekrem Lider da, hepimiz de bu işe sonuna kadar karşıyız. Şayet yapılırsa Kanal İstanbul, İstanbul'un nüfusu 2 milyon daha artacak. 136 bin dönüm tarım toprağı, 14 bin hektar orman yok olacak. Onun için biz diyoruz ki ya Kanal ya İstanbul. İstanbul'u sevenler bu kanala itiraz ediyorlar" tabirini kullandı.
